iktidarlar, kamu görevlilerinin külliyen kendilerine hizmet anlayışında çalışmaları gerektiğine inanırlar. Çok da yadırganmamalıdır çünkü kendileri istihdam ettiler!
Zannedilir ki kamu görevlileri gelip giden hükümetlerin tüm baskılarına karşın, “hayır biz hükümetler emrinde değil devletin emrindeyiz” demekte, büyük bir görev aşkı ile kendilerini devlete adamaktadırlar. Tutun ki zaten böyle olması gerekmektedir.
OYSA az biraz düşündüğünüzde, önce şaşkın şaşkın başınızı kaşır, sonra “Allah Allah” çeker, ardından söylenirsiniz.
“Pekala devlet olduğumuzdan beridir hükümetlerin kamu
görevlilerine yaklaşımlarını onaylamayan “efkârı umumiye” devlet dairelerinden niçin şikayetçidir? Neden hizmet alamadığından yakınmakta, bürokrasi dendi miydi yüzünü buruşturarak işkence gören mazlum vatandaş rolü oynamaktadır?”
Şimdi de insaflı davranarak sadece bir kesiminin tepkisel yansımalarını sokalım konunun içine.
“Ben devletin emrindeyim” diyenler, ya politize olmuşlar hükümetine çalışıyorlar, yahut apolitiktir ama terfi almak için her gelen hükümete ağam paşam demektedirler. Bir üçüncüsü ya partilidir yeni gelen iktidar tarafından kıyılıp sürgüne gönderilmiştir, yahut devlet dairesine sokuşturamadığı evladından dolayı hükümete de kızgındır, devletten hizmet bekleyen vatandaşa da!”
GELELİM HÜKÜMETLER CEPHESİNE: Her zaman elinin altında gördüğü kamu görevlileri o emirlerin uyumlu “bendeleri” olmuşsa işler çok iyidir. Fakat hükümete karşı malum başkaldırılar oluyorsa kamunun islahata ihtiyacı vardır! (İşler iyi gittiğinde maaşlar artmakta, sendikalarla ilişkiler bal kaymak olmaktadır.)
Tabi ki bir de şu vardır: Gelip giden hükümetler devri iktidarlarında o kadar başarılı olmuşlardır ki ne zaman muhalefete düşseler, mevcut hükümeti bürokrasiyi harcamak ve kamu görevlilerinin hakkını hukukunu yemekle suçlamaktadırlar!
ŞİMDİ GELELİM HABERE: Hükümet karar verdi halk arasında “müşavirler” denilen Üst Kademe Yöneticileri” kadrosunu azaltırken atamalarını Kamu Hizmeti Komisyonuna havale edecek. Daha bir üsttekilerin ise üçlü kararnameler hakkı devam edecek.
Eğer tasarı Meclis’ten geçerse yasalaşacak… Şimdi yukarıdakileri alel acele niçin yazdım bilir misiniz? Kamuda işler iyi gitmiyor. Ya hükümette? Hiç iyi gitmiyor. Fakat her zamanki gibi kesinlikle bir “iyi” olmalıdır ki töhmet kötünün üstüne kalsın. Onlar da gelip giden hükümetlerle birlikte gelip giden müşavirlerdir. Hükümetler istediği için! Şimdi istenen ise ilgasıdır!
Eşref ÇETİNEL Kıbrıs Posta gazetesi
5 Şubat 2009 Perşembe
Kaydol:
Kayıt Yorumları (Atom)
0 yorum:
Yorum Gönder