8 Temmuz 2010 Perşembe

Türk Ekonomisi ve AB

En sonunda yabancılarda Türkiye ekonomisinin gücünün farkına varmaya başladılar. Aşağıda Taraf gazetesinde  New York Times (NYT) gazetesindeki yazıdan yararlanılarak hazırlanan bir değerlendirme yazısını sunuyorum.Yazıda  AB üyeliği için fazla güçsüz olduğu söylenen Türkiye ekonomisinin şaşırtıcı bir değişim yaşadığına dikkat çekilerek “Bu evrim o kadar eksiksiz ki Türkiye, halen Euro’ya geçme kriterlerini karşılamaya. Euro Bölgesi’ndeki sorunlu ekonomilerin çoğundan daha yakındır” diye yazdı.

AB’den daha güçsüz tezi eridi

NYT gazetesinde Landon Thomas Jr. imzasıyla yayınlanan “Yüzünü Doğu’ya dönen Türkiye ekonomik gücünü gösteriyor” başlıklı İstanbul kaynaklı haberde, Türkiye’ye on yıllarca AB üyeliği için hazır olmadığının, ekonomisinin de Birliğ’e katılmak için fazla güçsüz olduğunun söylendiği de anımsatıldı. Thomas haberinde, halbuki bugün Türkiye’nin hızla yükselen bir ekonomik güç olduğunu ve ekonomisinin ise ilk çeyrekte yüzde 11.4 gibi şaşırtıcı bir büyüme sağladığını, bu performansıyla dünyada ancak Çin’in gerisinde kaldığını ifade etti. Bunun da “Kimin diğerine daha çok ihtiyacı var, Avrupa mı, Türkiye mi” sorusunu yönelten Thomas, yazısında şu ifadelere yer verdi: “Türkiye’ye yıllarca, AB’ye katılmaya hazır olmadığı söylendi - çünkü bugün 27 uluslu olan kulübün üyesi olabilmek için ekonomik olarak çok geriydi. Bu tez artık geçerli değil. Bugün Türkiye, genç ülkeyi bir teşebbüs merkezine dönüştüren uluslararası anlamda rekabetçi şirketleriyle, Rusya ve Ortadoğu’daki nakit zengini ihracat pazarlarının musluğunu açıp bir yandan da karşılığında milyarlarca dolar yatırım çeken, hızla yükselen bir ekonomik güç. Eski güçler, hem ekonomik hem de entelektüel anlamda gücünü kaybediyor.

Türkiye’nin bu tırmanışının AKP döneminde gerçekleştiğini yazan Thomas değerlendirmesini şöyle sürdürdü: AKP, Cumhuriyet’in ilk zamanlarından bu yana Türkiye’nin hâkim siyasi hareketi yapmak için sosyal muhafazakârlığı ekonomi politikalarındaki mali tedbirlerle harmanlayan Başbakan Recep Tayip Erdoğan’ın iktidara yükselişinin temelinde yatan nedenlerden biri bu. Bu tekamülünü tamamladığından, artık Türkiye -tabii eğer AB’ye girerse- euroya geçmek için gereken kriterlere, halihazırda Euro Bölgesi’nde olan çoğu sorunlu ekonomiden daha yakın. Ülke, borcunun (gayrısafi yurt içi hasılanın yüzde 49’u) azami sınırı olan yüzde 60’ın hayli altında ve gelecek yıl pekala yıllık bütçe açığını yüzde 3’ün altında tutabilir. Geriye de, şimdi yüzde 8’lerde gezinen enflasyon oranının düşürülmesi kalacak.”

Özyeğin: Bu bir rüya dünyası

2006’da Finansbank’ı National Bank of Greece’e sattıktan sonra Türkiye’nin en zengin işadamı Hüsnü Özyeğin’in değerlendirmelerine de haberinde yer veren Thomas, Özyeğin’in ülke ekonomisine ilişkin “Bu bir hayal dünyası” ifadesini kullandığını yazdı. Gazete, Özyeğin devamında ise “Eğer siz bana 10 yıl önce Türkiye’nin finansal riskinin İtalya’ya eşit olacağını söyleseydiniz, çılgınsınız derdim” sözlerini de sayfasına taşıdı.

Thomas yazısında, Türkiye’nin Rusya ve Arap ülkeleriyle ticari bağlarındaki gelişmeye de dikkat çektiği haberinde şunları da yazdı: “Burada (Türkiye’de) hiç kimse, bu gelişmelerin, Sayın Erdoğan’a, başlıca müttefiki ve uzun bir süredir destekçisi olan ABD ile bağları gerginleştiren adımlar oluşturan, İsrail’e sert dille eleştirme ve İran ile nükleer enerji konusunda anlaşmalar yapma meşruluğunu verdiğini sorgulamıyor.”

Türkiye’nin bu yıl İran ve Suriye’ye yaptığı ihracatın, ABD’ye satışlarını 200 milyon dolar aştığına dikkat çeken Thomas, “Ancak bazılarının da, fazla ileriye gidilmiş olmasından, İsrail’e yönelik agresif tonun Türkiye’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk’ün ‘Yurtta barış, dünyada barış” ilkesini zedeleyebilmesinden kaygı duyduğu”nu da yazdı.
haberin linki: www.taraf.com.tr
Bu yazıyı Paylaşın

0 yorum:

Mevzuat.Net

 

Not defteri

Günün Sözü

Mali Hizmet Copyright © 2009 WoodMag is Designed by Ipietoon forFree Blogger Template